30 Kasım 2008

nerden nereye

karmakarisik aklim dogruyu soyletmiyor olmali bana. yoksa benim dusunmeye cekindiklerimi duymazdim. para ele gecirmis butun hisleri. telefondaki mutlu bir sesi "tasinmak icin nakliye ucreti" karsiliginda satin alabiliyoruz mesela. yada nakit liralarla gidilen kayak macerasi... 1 hafta sevgi dolu bakis yada cilve vs olarak geri donuyor. yani ne kadar para o kadar köfte! sonuc bu mu? oysaki iyi gunde kotu gunde biseyler paylasip, dertlesip, konusup, guldugumuz insan degil midir sevgili?
cevap: degildir!

dunku konusmamalardan sonra ne kadar cok dusunecek seyim olmus yasasin. zinhi parasal konular ve hayat mesgalesiyle dolu bi o kadarda bana karsi bos olan umarsiz bi sevdicegim var, en sevindiriciside bu olsa gerek. ben seni kendine gel diye silkelemek isterken sen bi anda bu kadar kirici nasil olabildin? diyip yuzune tokati yapistirmak istiyorum. ayni zamanda hic umursamayip kayitsizi oynamakta istiyorum. ama bu kadar bezmis bir adami bu durum ne kadar etkiler yuzume gozume bulasir mi? o da muamma. birakip hic bisey yokmus gibi davranamam. bu olmazlarin en birincisi. yarini iple cekmiyorum ama meraktayim. hemen yarin olsun istiyorum. gereksiz asaleti yuzunden yigitlige bok surdurup aramaz bilirim. ama yarin kacamaz konusmalardan.

gerginlik beni huzursuz ediyor. ve ne zaman huzursuz olsam ustune gider konuyu iyice deşerim. karsimdakinin ne istedigin onemsiz o an. ben zihnimi rahatlatmaliyim tek odaklandigim bu. bencilce! bosver buda benden olsun.

kalbim kirilmis. simdi onun umrunda midir? hic aklina geliyor mu soyledikleri? bi cirpida yillanmis iliskiyi ben boyleyim mutsuzun tekiyim begenirsen al ye, yemezsen at cope dediydi hatirliyor mu? yoksa tv karsisinda pinekliyor mu? (meraktayim)

bu seferki kotununde kotusuydu. tamir olmayacak uzuuuun zaman. beni devam edebilecekmiyiz?lere kadar getirdi. belkide basak-terazi gercekten iliskide basarisizdir. istiyorum ki benim gibi olsun. beni hayatinin icine yapistirmasin. ben ayri bir gezegen olmaliyim. gunun stresleri benim kadar etkili olmasin. hic bisey benim kadar oyalamasin, sevindirmesin, uzmesin. benim icin boyleyken cok mu sey istiyorum?

28 Kasım 2008

elma+z durumlari

"cavlan cookies"
gecmisten gelen arkadaslar konusunda deneyimliyim. liseden vs gelen arkadaslarimla universitede baglarimiz koptu. biraz benim birazda onlar yuzunden. Ve nasilsa simdilerde karsima bir bir cikiyorlar.
boyle bir durumu nedense erkek arkadaslar pek idrak edemiyorlar. ne zaman ben bilmem kimle bulusmaliyim bugun gorusmeyelim desem;
"kim o? daha once neden duymadim? ne gerek var simdi? zaten simdiye kadar gorusmemissin?" ler... biseyler biseyler...

24 Kasım 2008

sarhosun mektubu meyhanede okunur

dun minibus maceralarimin en nadide parcasini yasadim. sofor sarhos bir yolcuyu aldi sonrada tekmeleyerek indirdi. adam o kadar sarhoski kendini bile tanimiyor.
soforun yanindaki motor kapagi ustune oturup bir avuc parayi alip cebe indirince o gencten cocukta birak! dedi refleks olarak. dinler mi? adam dut gibi.
sonra indirme cabalari... direnmeler.... kufurler... trafik karmasasi... disardan esnaf destegi... yasli yolcularin "evladim sen akli basinda olup yolcudan sorumlu olacaksin, cek karakola!!!" serzenisleri falan. gencten adamda cevval cikti. asariz, keseriz diyerek cizilen karizmasini duzeltmeye calisti. bizse her zamanki turkluk gudusuyle kenetlendik.

21 Kasım 2008

cuma

cavlan'in pastasi!
bugun gercekten yazacak biseyim yok. hersey cok yolunda. sevdicegim saglikli ve sevgi dolu, ailem oyle, is arkadaslarim oyle... işim her zamankinden daha eglenceli vs. boyle de olunca bisey yazilmiyor, biraz aksilikler olmali sanirim.
*gmailin yuzu degismis sabah onu gorunce "Aaaa ne guzel olmus bu be" dedim.
*yeni bir yazilim gelistirilmis. ismi dikte! konustuklarini yaziya cevirip ekrana yansitiyor. aksam onu ogrendim ve bayildim zira cok isime yarayacak.
*dekoratif pasta resimleri koleksiyonum yaklasik 200 resim oldu. buda guzel. en iyisi yeni bir blog olusturup onlari yayimlamak.

19 Kasım 2008

gereksi+z

nedense etrafimda yaslandiktan sonra ayrılan cok cift var. erkekler yaslandikca tuhaf bi sekilde yalniz kalmaya calisiyorlar sanirim. halbuki aksi olmasi gerekmez mi? yaslanmissin yalniz kalip oturup ölmeyi mi bekleyeceksin? "kahramanlar yalniz ölür" bu olsa gerek. kadinlar daha muhtac hissediyor olabilirler, erkekler daha kucukten kahramanlik duygulariyla buyuyorlar belkide ondandir.
butun masallarda prensler, gucluler, butun prensesler emrine amade. biraz buyuyup okul baslayinca ne olacaksin diye sorunca asker! sanirim sartli refleks bu. oysaki kadin evliliginin ustunden artik 20 yil gecmis ve terk edilmisse "kahramanlar yalniz olur" degil, "kirkindan sonra azani tenesir paklar" diyor.

17 Kasım 2008

sabah geyiklerim

uyudum uyandim cumartesi, uyudum uyandim pazar, uyudum uyandim pazartesi... ne bu simdi? butun hafta tamda oldugu saat kadar hissettiriyor kendini ama hafta sonu 3 saat kadar kisa! ben bu pazartesiler yuzunden bunalima girecegim anlasilan.
hic stresi, sorumlulugu olmayan bir canli varmi acaba? insandan baska ne olsaydim mesela?
masa? onun bile kendine gore stresi var, yok cizdiler mi ustumu... yok bisey döküldü mu?
kus? oda berbat bisey hadi diyelim marti oldun, kim sabah kahvaltisi icin buz gibi suya girecek, gecelim onu hadi diyelim metropol kususun denizi b*k goturuyor, ugras dur kargalarla! yok kardesim buda kotu, hatta insan olmaktan bile meşakkatli bir is, takdire şayah hayvanlar. ben en iyisi fil olayim, hem insan kadar yasayan baska canli var mi? hevesim kursagimda kalmaz boylece. hem filler aile olarak yasiyor buda bi avantaj. bebeklik donemini atlattik mi allah kerim bi daha. yada oyle mi?

9 Kasım 2008

kimse sevgilisine soylemesin blog yazdigini


ya bu "sevgililerin bloglardan haberi yok" durumu nedir? gercek mi bu? okudugum bloglardan hatta kendimdende bildigim uzere kimseler sevgililerine soylemiyormus bloglarini. bir ben var benden iceri hali. ne bu guvensizlik?
hergun daha cok blog okuyorum. benimde bilmedigim bir blog cikarmi karsima diye. kendime kastim ne?
soyliyim gitsin canim!

elma+ze hali

yasasin kere yasasin! ne kadar kotu ve acimasizim. hic hakkim yokken son derece buyuk bir kustahlikla cemkirip, tartismayi yarim birakip, telefonu sinir harbi seklinde kapatabiliyorum.

belkide hakliyimdir, bu kadar yogunken bunu olcemiyorum.

belkide degilimdir, bunlarin hepsi teraziyim diyedir.

cizgi film



7 Kasım 2008

dede

ah benim dedecağızım!
benim calistigim yerin 2 tane giris kapisi var. biri apartman, digeri sokak kapisi. ust kattaki dairede oturan yaşlııı bir dedecağaz vardi. sabahlari ekmek almaya ciktiginda bacaklarındaki agri yuzunden apartmanin etrafindan dolasamaz bizim mekandan gecerdi. gecerkende 1001 türlü dualar ederdi... allah sizden razi olsun, sihhat afiyet versin vs diye.
ölmüs amcam! cok uzgunum!

6 Kasım 2008

gel batman! gel de halimize gül!

BATMAN Belediye Başkanı DTP'li Hüseyin Kalkan, dünya gişe rekorları kıran 'Batman' filminin yönetmeni Christopher Nolan'a, Batman şehrinin adını izinsiz kullandıkları gerekçesiyle dava açmaya hazırlanıyor.

BATMAN Belediye Başkanı DTP'li Hüseyin Kalkan, dünya gişe rekorları kıran 'Batman' filminin yönetmeni Christopher Nolan'a, Batman şehrinin adını izinsiz kullandıkları gerekçesiyle dava açmaya hazırlanıyor. Kalkan, "Davayı önümüzdeki süreçte filmin çekildiği ABD'de açmayı planlıyoruz" dedi.

ABD'li yönetmen Christopher Nolan'ın yaptığı 'Batman' filminin adının Batman şehrine ait olduğunu ve isim hakkının da kendilerinin olduğunu savunan Başkan Kalkan, konuyla ilgili hukukçuların çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Kalkan, şunları söyledi:

"3 yıl önce Yılmaz Güney Sinema Salonu'nu açarken, dünyada gişe rekoru kıran Batman filmiyle açmayı planlıyorduk. Fakat sinemanın adı Yılmaz Güney olduğundan usta oyuncunun filmiyle sinemamız açıldı. Dünyada bir tek Batman var. ABD'li film yapımcıları ilimizin adını bizden habersiz filmlerine yansıtmışlar. Batman'ın adını kullananlardan davacıyız. Bu davayı gerekirse de ABD'de de açacağız."

2 Kasım 2008

avatar: The Last Airbender

begeniyle takip ettigim diziyi burda nasil anlatmamisim hayret! hemen arayi kapatiyorum vee..
hafta sonlari guzel uykumdan uyanip beni tv karsisina çakan diziyi cnbc-e iftiharla sunar: AVATAR The Last Airbender. en kotusu 2 ileri 1 geri taktigiyle yayimlaniyor olmasi, yani izledigim bolumleri tekrar tekrar izledigim oluyor kuskusuz. demek ki hala izlemeyenler icin bir umut var. siddetle tavsiye ederim. fena surukleyici.

vikipedi den dizi hakkinda bilgi:
Avatar: Son Hava Bükücü (İngilizce: Avatar: The Last Airbender), ABD kaynaklı animasyon televizyon dizisidir. Şu anda Nickelodeon'da ve CNBC-e'de yayınlanmaktadır. Asya etkileri taşıyan dövüş sanatları ve elementel sihir etrafında dönen "Avatar Aang" ve arkadaşlarının dünyayı acımasız Ateş Ulusu'ndan kurtarmak için çıktıkları macerayı anlatır. Dizinin senaryosu bir kitap serisi olarak yazılmıştır. Her sezon bir "kitap" ve her bölüm bir "bölüm" olarak tanımlanır. İlk olarak Kasım2004'te yayınlanması planlanan dizi ancak 21 Şubat 2005'te TV'de gösterilmeye başlamıştır. Dizi ayrıca DVD olarak piyasaya çıkmıştır. Michael Dante DiMartino ve Bryan Konietzko yapımcı ekibin başındadır. Dizi, NickToons'da 6-11 yaş arası grubun dışında da çok yüksek reytinglere ulaşmıştır. 4,5 milyon izleyici, dizinin bir bölümünde topladığı en yüksek izleyici sayısıdır. Dizinin bu büyük başarısı üzerine 2. ve 3. sezonun siparişi de verilmiştir. 3. Sezon ABD'de başlamış ve 2008 yılında bitmiştir. Dizideki kahramanların oyuncak figürleri, bilgisayar oyunları, kart oyunları v.b. satışa sunulmuştur. 2008 yılının şubat ayından itibaren de Türkiye'de 3. kitap gösterime girmiştir.Amerika'da gösterime giren "Sozins Comet" (Sozin'in Kuyrukluyıldızı) adlı bölümle dizi sona ermiştir. Ama Bazı Amerikan Dergilerine Göre 2009 da Mini Bölümlerle Devam Edecek ve büyük ihtimalle 2009'da 4. sezon başlayacak.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...