20 Aralık 2009

bir bencille bir yorgun ne yapar su hayatta?


belkide ikinci bir sans diye bir sey yoktur. dusunceler dönuyor kafamin icinde... tuttuklarimi soyledim az evvel, telefonda. birden hic aklimdan gecirmedigim seyler cikti agzimdan bende dinledim. cok kotu acı seyler var, yasadigimi sandigim.
bir turlu ayni eve giremiyoruz. cunku cok takiliyoruz, mimiklere konusmalara, dusuncelere, hareketlere... oyle dalmisiz ki ne istiyoruz ne hissediyoruz bosvermisiz sanki.
12 ekimde bir kararla tekrar basladigim iliskime ayni kararlikla devam ettim. -1-2 gune kadar- bir amac icin bir araya gelmistik. evleniyoruz. ama aslinda biz takrar deniyoruz. kiriklari duzeltmek gerekmezmis gibi gelmisti. ama sonradan cikiyor hepsi yüzeye. ciktida, ben inatci, dedigi dedik, istedigi olmayinca sinir küpü gibi dolasan biri oldum. o ise tahammulsuz biri.
acil mudehale etmezsem vazgecip gitmek gerekecek.
ettimde!
simdi susup bekliyorum.

kareli defter (bir zat-ı sahane)



tez:ayse herkesi sevsin!

15 Aralık 2009

kara

2010başındayenibloghayatımasiyahladevamediyorumtıpkıiçimgibi.

cinnnet

haberlerde spikerin duzgun diksiyonuyla soyledigi cinnet getirmek deyiminin nasil bisey oldugunuanladim! icimde kabaran dev bi dalga gibi hissediyorum onu. ve oturdugum yerden ziplayip bogazina yapismamak için muzigin sesini sonuna kadar aciyorummmm! hazirim allahim ya onun canini al yada benimkini.

12 Aralık 2009

athine+Z



evde zaman gercekten gecmiyor, calistigim icin sukrettigim gunlerden birindeyim yine, annemin izledigi home tivi deki su gıcık çiftin ballandira ballandira anlattigi o guzel kirişli mutfaklarindan bir anda nefret ettim, hatta ada tezgahlarinin altindaki el isciliginden, dolaplarinin sirinliginden, hayatini o mutfakta gecirmeye adayan o soluk benizli kadindan... (goz ucuyla arada baktigim ekranda otomatik acilir kapakli cöp kutusu goruyorum. elinizi sensorun onune getirince otomatik olarak aciliyor, pedalli kapaklarda bu isi yapiyor cicim ne gerek var simdi buna?)
evlenecek olan şu bünyem hali hazırda konusmadigim koca adayimla gerginlikler yasarken izleyecegim en son sey mutlu mutlu sırıtan çiftler! ve teknolojiye ayak uydurmus cöp kutulari!
ben bugun hic gitmedigim atinaya yerlesip, yunan büstü gibi bir adamla hayatima devam etmek istiyorum!

7 Aralık 2009

üşüme+Z

hala uyanamadim sanirim,
sabahtan beri cok usuyorum.
elimi isitmak icin tutugum cayi içmek degil,
yakamdan iceri bosaltmak istiyorum.(gülen yüz)

1 Aralık 2009

bayramlik


eskinin kirmizi pabuclari.. simdinin sifon elbiseleri! kadin olmak ne guzel bisey:)

23 Kasım 2009

tez


beni bu is yerine 7 senedir çakan laneti buldum sanirim.
ben her sabah kronik olarak 3-4 kez hapsuruyorum.
arkadaslarda bana refleks olarak "cok yasa" diyorlar bende cevaben "hep beraber" diyorum:(

21 Kasım 2009

ah ben sana ne diyim?


eveeeeet...
her genc kizin basina gelen benimde basima geldi nihayet.
oysaki tek istedigim sacimi kisacik kestirmekti. o niyetlede ciktim bugun evden ama hali hazirda gittigim bir kuaforum olmadigindan, bir kac yere girip ciktim. hic birinde de aradigim o "ŞEYİ" (neyse artik o) bulamadim. guvenmek istiyorum galiba bana bunu yapacak olan ellerin sahibine. cok ozel anlar paylasacagiz, biraz sicaklik bi sey işte!...
olmadi
ciktigim gibi geri dondum eve.
ve illa kesilmek uzere ciktim ya evden eve geldigim gibi ilk isim elime makasi alip kendime komik bir percem kesmek oldu. simdi kınalı yapıncak gibiyim.
bu mudur yani?

17 Kasım 2009

anlatmadiklarim


anlatmadigim seyler oldu, birikti, tasti.
berke yokken uzuldum, cok gezdim, yeni insanlar tanidim cok sıkıldım, bunaldim, sinirlendim, agladim... yani ustume dusen her seyi yaptim. hatta yeni biriyle tanisip "acaba bu adamla?" diye bile dusundum. -kaldi ki bu fikirden hizlica vazgectim.-

arkadaslar es-dost sordular ariyormu? diye yanit olarak; asla aramaz, taniyorum adamimi dedim.
aradı.
denemis ama hata etmis, o kadar yildan sonra haksizlik etmis. sevmis beni. ve karar vermis eger bende istersem... benimle evlenmek istiyor.
bu duymayi bekledigim sey. gercekten merak etmistim bu teklif onun agzindan ciksa ve benimkinde dursa, ordan beynime, kalbime...

simdi boyle heyecansiz anlattigima bakmayin "agzim kulaklarda"yi gectim. bu bahsettigim tarih 12.10.09 falan. uzun sure kimseye bundan bahsedemedim. sanirim once kendim sindirmeliydim. duyanlarinda tepkisi benimki gibi olmadi zaten. herkes bu duruma uzulmus gibi. etraflarinda depresif birilerini gormek onlari tatmin ediyor olabilir. bimiyorum.

neyse hersey fazlasiyla yolunda. dilimi isiriyorum. (akabinde bir dizi batıl inanc urunu hareket yapiyorum. kulak cekip muck yapmak gibi)

13 Kasım 2009

alice in wonderland





red queen'in dev afisini ckm'nin merdivenlerinden cikarken gordugumde simdiye kadar bi haber yasadigim alice in wonderland filminden haberdar oluverdim. afis tasarimlari gercekten buyuleyici!

fantastik hikayeler her zaman gozde filmlerim arasindadir. gösterimi 4x4 gozle bekliyorum telefonuma simdiden hatirlatma yaptim.
ayrintilar

6 Kasım 2009

denetle beni!

iso iso iso.... beklenen gun geldi catti gunlerdir eve birsuru evrak goturup getiyorum. yazmadigim, gereksiz buldugum, simdi ayagima dolanan formlar... neyseki denetlenmeye hazirim!
hatta o kadar hazirim ki denetci bir ofise bilgisayarini kurup sadece bizim iso yetkilimizle konusmak istemesine ragmen benim neden denetlenmiyorum o kadar emek, stres bosunami serzenislerimi duymus olacak ki, itinayla hazirlanmis dosyayi inceletmeyi bir borç bildim. yuzumunde akiylada ciktim!!!

ozledik be

harika bir calisma

kadikoydeki o binayi kullanmak ayrica bir guzellik olmus.

14 Ekim 2009

woman's

gectigimiz cumartesi zoot woman ve Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü'nün güzide gruplarından olan Post Dial ciktigi otto santraldeydim. mekan bostancidan bakinca ucra bi kosede ama gidilmeyecek kadar degil. ikiside harikaydi.
ayrica aylardir bu kadar guldugumu hatirlamiyorum:) hickirik beni cok guldurdu ve yordu.
eve donuste alkolunde etkisiyle birkac telefon konusmasi yaptigimi, biraz caresiz hissettigimi (zira son paramizi taksiye vermis ve adimizi bile unuttugumuzdan kendimizi taksicinin insafina birakmistik.) kendimi dusunmeden arkadasimin kaybolan dengesini saglama cabalarimi...
neyse hersey harikaydi!
(asagida martini, sarap, votka ve biradan sonra gulme krizi nasil geciriyoruz isimli belgeleri bulabilirsiniz.)









9 Ekim 2009

falim

onunla gönlünü avutursun
onunla dertleri unutursun
bu ask her daim gogsunde
kirmizi bir gul gibi dursun.

7 Ekim 2009

not

nukleer atik gibiyim bulasiyorum, bi arkadasimin daha iliskisi bitti. ben daha deneyimli oldugumdan tavsiyelerim tabu niteliginde. agzi acik dinliyo beni! bende kimsem?
bu arada dogum gunu krizini hic aglayip zirlamadan atlativerdim.

1 Ekim 2009

mesaj

iste bu olmasin! dogum gunumu kutlamis. mesajda buyuk harflerde "DOGUM GUNUN KUTLU OLSUN" yaziyor. ben seni cok sevdim arkadasin olamam ama kayitsizda kalamam. cok yol kat ettim diye dusunmustum...
en iyisi biraz kafayi toparlayip yazmak.
hatta sigara molasi!

29 Eylül 2009

+z gunum

bugun benim dogum gunum. kimlikte 1 ekim diye yazdigindan genelde dogum gunlerim kutlu dogum haftasi olarak kutlanir. kardesimin aldigi o sahane gomlek, ikeanin zahmet edip kapiya biraktigi katalog ve is arkadaslarimin (bekledigim) dogum gunu pastasi disinda beni sasirtan bisey yok. butun gelen kutlama mesajlarina ve telefonlara gonulden tesekkurler. bi taraf eksik kabul; ama iyiyim herseye ragmen.

25 Eylül 2009

oyala beni hayat

kadim dostum burcak'in biriken milleriyle 5 ay sonra gidecegimiz isvicre ziyareti icin simdiden heyecanliyim. simdiye kadar baska bir ulkenin topragina ayak basmamis ben heyecan doluyum. hizlica bilmedigim ingilizceyi meramımı anlatacak kadar da olsa cozmek zorundayim!
(butun bunlar aslinda onu unutmak icin; baska seyleri yerine koymaya calisiyorum hepsi bu!)

23 Eylül 2009

bayram yazisi (yazmazsam bu animi unuturum)

yaklasik 10 senedir yapmadigim bayram ziyaretlerimin acisini bir seferde cikarttim. istanbulda oturmaya basladigimizdan bu yana kimse kapimizi calmaz olmustu. meger hala bayram yasaniyormus. havanin berbat olacagini bile bile üşenmeyip gittim canakkaleye. iyikide gitmisim.
el öpmeli, sekerli, baklavali, eşli-dostlu, akrabali, arkadasli, gulusmeli-sohpetli harika bir kac gun gecirdim.

14 Eylül 2009

haftaya berbat bi baslangic

ben herseye kizip kusersem isimiz var benimle. nasil onsuz gecen zamanlarima baska seyler sigdiriyorsam oda aynisini yapiyor olmali. kendimi buna, ona rastlamaya alistirmaliyim. hatta mutlu gulumsemesine iyiye giden yasamina hatta kiz arkadasina. benim tanimadigim yeni gelen arkadaslara vs. bu kadar olgun degilim henuz bende benim gibi yalnizliklarla bogussun, geri donmek icin firsat kollasin, uzulsun, telefonu onunden ayirmasin, bazen duymayacak kadar dalgin olsun...
nasil basa cikacagim? hala ayni yerdeyim. arkadaslarim gorunce beni iyi atlatmissin diyor. kimse gormuyor.

7 Eylül 2009

kadir_kiymet

ustunden biraz zaman gecti diye artik insanlar alisti ve siyam ikizimden ayrildigimi ogrendi hatta sindirdiler bile diye dusunurken ben, surpriz bir ses geldi. yeni ogrenmis. cok guzel seyler konustuk, biraz sesimiz titredi, anlattikca tekrar anladim. hayat cok guzel, cok guzel insanlar!

emreye; full olgun, boyle iliskilerin kitabini yazarim, viz gelir tiris gider gibi ahkam kesen kankalarimin cesaret edemeyipte 'dünkü çocuk' sen in beklenmedik destegine minnettarim.

5 Eylül 2009

arayıs/cırpınıs

butun gun evdeydim. onlyden aldigim yeni buluzumu siyah pantolonumu ve ayakkabilarimi giyip cikacagim. ama basim daha gece baslamadan agrilar icinde.

"benim yuzumden!!!"

sacma sapan seyler dusunup kuruyorum. kendime bile ayip ediyorum. arkadaslarimin ses tonundan bile etkilenip en iyisi ben vazgeceyim triplerindeyim. kendime guvenmiyor muyum nedir? sabahtandir telefon elimden dusmedi, acaba barisimi arasam yok ben en iyisi cocoyla bulusup ondan sonra digerlerine katilirim bıdı-bıdıbıdıbıdı.... bu ne ya? bu neyin telasi? cik iste disari! ne bekliyosun ki? begenmezsen donersin evine! yaşlanıyorum. baska bir aciklamasi olamaz. hemen simdi kararli bi sekilde cikiyorum, kendime ayip etmiyim bari.

2 Eylül 2009

dancer in the dark

hayranligimdan degil butun samimiyetimle soyluyorum, björk gercekten harika bir performans yapmis. bir gulumsemenin beni bu kadar aglatacagini bilmiyordum. kisaca iyi bir hikaye.. iyi bir oyunculuk. görülesi!

1 Eylül 2009

askolsun ido!

hafta sonu yine gittim yazliga. cok iyi vakit gecirdim. saatte bir burcakla birbirimize bakip "iyiki gelmisiz" diyip sirittik. ta ki deniz otobusunden inmemize 15 dk kalaya dek. burcak birden biletine bakip "burda bandirma-bostanci yazmasi gerekmezmi?" diye sordu az turkcesiyle. bense gözümü pörtleterek "evet!" dedim. yapacak bisey yoktu. hatayi nerde yaptik bilmiyorum baskasina bilet aldirmak hata, 2 gun boyunca bakmamak hata! vs. gecte olsa bi sekilde eve donduk neyseki. ama idonun tamamen para icin bu isi yaptigini aslinda musteri memnuniyeti diye bir kavramdan haberleri olmadigini da kadikoy servisinde ogrenmis oldum.
herseye ragmen guzel bir hafta sonuydu.

aslinda yazacagim bir suru sey yaptim, bu kizin gelmesi bana gercekten iyi geldi. gelisini leb-i deryada kutlamistik mesela... kumbaraci yokusunu bulana kadar sormadigimiz esnaf kalmadi. butun aramalara degdi zira mekan 10 numara! hem ic mekanin dizayni hemde servisi bi harika, tek sorun sigara icilemiyor olmasi. biraz kalabalik buna ragmen kucucuk bir yer oldugundan mekana rezervasyon yaptirarak gitmek gerekiyor.

27 Ağustos 2009

dogum gunu

bugun dogum gunu :( gecen sene hediye icin kendimi paraladigim zamanlari hatirliyorum... cok guzel zamanlar gecirmisim cok guzel anilarim olmus. gulsem mi aglasam mi bilmiyorum. 6 yillik iliskinin hatrina arayip kutlamali miyim bugunu? inanmiyorum ki bu kadar sevdikten sonra arkadasmis gibi bakabilecegime:(

20 Ağustos 2009

velkam istanbul

bekledigimden daha iyi uyandim;) daha iyi hissediyorum. nihayet sabirsizlikla bekledigim arkadasim istanbula tasindi. yeni bi soluk herseye iyi gelecek. (diye umut ediyorum)
burcak, hosgeldin sefa getirdin;)

19 Ağustos 2009

simdiden biktim ozlemekten, sıkıldım. kendimi beni sevmedigine ikna edince onunla isim bitmis olacak ama yalnizlikla nasil basa cikarim bunu bilmiyorum.

hele bugun ayakta durmaya bile mecalim yok. bi sigara yakip dumani izliyorum. derin derin icime cekiyorum.

kendimi ne zaman "bu is olmazdi cok uzattik"a inandirmaya calissam, o gun ne kadar gulmustuk isimli bir aniyi hatirlayip gulumserken yakaliyorum.

uyumak istemiyorum, uyanipta aklima ilk gelen sey olmasindan usandim.

17 Ağustos 2009

yalanci

hic evde vakit gecirmek istememe ragmen bu hafta sonu cakildim. ondan oncekilerde canakkaleye gitmeyi basardim. (bahsetmisimdir yazligimiz oldugundan genelde orda gecer tatillerim)

eskiden hafta sonlari gelsin diye gun sayardim ve hergun isimden sikayet ederdim. insanin aliskanliklarinin bir anda degismesi korkunc bisey. ise gelmekten hic sikayetim yok hatta iyi bile geliyor. ayni ajda pekkanin dedigi gibi...
(Kendimi buldum ben çalıştığım bu yerde
Azalır acılarda belki gitgide
Uykusuz her gece bu soğuk kahvede
Sabahlarım bazen günlerce
Rüyalarıma gelme diye)

hala butun sarkilar anlamli butun filmler acikli geliyor.
hafta sonu izledigim yalanciyi unutamam, bas yapit niteliginde benim icin artik. gecenlerde bahsettigim tezimin yesilcam versiyonunu izlemek beni mutlu etti. tek sorun sonunda kizin zengin olani degil, fakir ama yakisikli delikanliyi secmesi. sans ki oda zenginmis meger.

7 Ağustos 2009

nazim

(feysbuktaki nazimli teselli mesajim)
HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN ! Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini... NAZIM HİKMET

6 Ağustos 2009

tez

erkekler diyorki "neden bu kizlar hep parali arabali ayni zamanda yakisikli adam arariyorlar?" cevap yine onlarda aslinda, cunku magrur delikanlilar sevilince kiymet bilmiyorlar. dolayisiylada kiz bir sonraki adamin sevgisine degil onu ne kadar (maddi olarak) tatmin edecegine bakiyor. kriterlerde buna gore degisiyor. sonuc: yozlasiyoruz!
(bu kizlar cok anasinin gozu!)

5 Ağustos 2009

pop

bu gercek mi yoksa goz yanilmasi mi? aman allahim ne kadar popülerim:)

sıkıcıyım+z

bu hal bi acayip, yani butun dinledigim sarkilar hic olmadigi kadar anlamli ve izledigim butun filmlerde karakterler bana benziyor.
daha once bunu farketmemistim.(dun gece komik sali kusagindaydi)
cok sıkıcıyım ama yinede tatile gittim, bronzum, sacimi bir makas darbesiyle kestim (simdi toplanmiyor ama deger o rahatlamaya) buna ragmen hersey hala ayni:( en iyisi ben butun bunlar gecince yazayim, yada yazarak gecireyim...karmasa!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...