27 Ağustos 2009

dogum gunu

bugun dogum gunu :( gecen sene hediye icin kendimi paraladigim zamanlari hatirliyorum... cok guzel zamanlar gecirmisim cok guzel anilarim olmus. gulsem mi aglasam mi bilmiyorum. 6 yillik iliskinin hatrina arayip kutlamali miyim bugunu? inanmiyorum ki bu kadar sevdikten sonra arkadasmis gibi bakabilecegime:(

20 Ağustos 2009

velkam istanbul

bekledigimden daha iyi uyandim;) daha iyi hissediyorum. nihayet sabirsizlikla bekledigim arkadasim istanbula tasindi. yeni bi soluk herseye iyi gelecek. (diye umut ediyorum)
burcak, hosgeldin sefa getirdin;)

19 Ağustos 2009

simdiden biktim ozlemekten, sıkıldım. kendimi beni sevmedigine ikna edince onunla isim bitmis olacak ama yalnizlikla nasil basa cikarim bunu bilmiyorum.

hele bugun ayakta durmaya bile mecalim yok. bi sigara yakip dumani izliyorum. derin derin icime cekiyorum.

kendimi ne zaman "bu is olmazdi cok uzattik"a inandirmaya calissam, o gun ne kadar gulmustuk isimli bir aniyi hatirlayip gulumserken yakaliyorum.

uyumak istemiyorum, uyanipta aklima ilk gelen sey olmasindan usandim.

17 Ağustos 2009

yalanci

hic evde vakit gecirmek istememe ragmen bu hafta sonu cakildim. ondan oncekilerde canakkaleye gitmeyi basardim. (bahsetmisimdir yazligimiz oldugundan genelde orda gecer tatillerim)

eskiden hafta sonlari gelsin diye gun sayardim ve hergun isimden sikayet ederdim. insanin aliskanliklarinin bir anda degismesi korkunc bisey. ise gelmekten hic sikayetim yok hatta iyi bile geliyor. ayni ajda pekkanin dedigi gibi...
(Kendimi buldum ben çalıştığım bu yerde
Azalır acılarda belki gitgide
Uykusuz her gece bu soğuk kahvede
Sabahlarım bazen günlerce
Rüyalarıma gelme diye)

hala butun sarkilar anlamli butun filmler acikli geliyor.
hafta sonu izledigim yalanciyi unutamam, bas yapit niteliginde benim icin artik. gecenlerde bahsettigim tezimin yesilcam versiyonunu izlemek beni mutlu etti. tek sorun sonunda kizin zengin olani degil, fakir ama yakisikli delikanliyi secmesi. sans ki oda zenginmis meger.

7 Ağustos 2009

nazim

(feysbuktaki nazimli teselli mesajim)
HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN ! Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini... NAZIM HİKMET

6 Ağustos 2009

tez

erkekler diyorki "neden bu kizlar hep parali arabali ayni zamanda yakisikli adam arariyorlar?" cevap yine onlarda aslinda, cunku magrur delikanlilar sevilince kiymet bilmiyorlar. dolayisiylada kiz bir sonraki adamin sevgisine degil onu ne kadar (maddi olarak) tatmin edecegine bakiyor. kriterlerde buna gore degisiyor. sonuc: yozlasiyoruz!
(bu kizlar cok anasinin gozu!)

5 Ağustos 2009

pop

bu gercek mi yoksa goz yanilmasi mi? aman allahim ne kadar popülerim:)

sıkıcıyım+z

bu hal bi acayip, yani butun dinledigim sarkilar hic olmadigi kadar anlamli ve izledigim butun filmlerde karakterler bana benziyor.
daha once bunu farketmemistim.(dun gece komik sali kusagindaydi)
cok sıkıcıyım ama yinede tatile gittim, bronzum, sacimi bir makas darbesiyle kestim (simdi toplanmiyor ama deger o rahatlamaya) buna ragmen hersey hala ayni:( en iyisi ben butun bunlar gecince yazayim, yada yazarak gecireyim...karmasa!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...