26 Ocak 2007

beceriksiz

kabugunu koparmadan
ne bir elmayi soyabildim
ne de iyilestirebildim bir yarami
ama karsima cikinca
kizmadim hic elma kurduna
bendim cunku bicagi saplayan
onun yurduna

25 Ocak 2007

vitamin al iyiles!!!


en sevdigim adam hasta!
yerinden kalkip yemek yemekten aciz su an. aslinda cok atletik gorunen bir yapisi var o bunye nasil olurda ayda iki kez hasta olur sasiriyorum.
bense yaninda olmak yerine calismak zorundayim. aslinda zor durumda olan biri varsa o da benim! adam orda hasta diye calismak bile istemiyorum ki.
soru 1: zorunda oldugumdan mi burdayim yoksa sartli reflex mi oldum?
soru 2: en sevdiklerimizi ihmal etmeye degermi calisma istegi bilmem ki? (bu cumle bu haliyle ne kadar acimasiz gorunuyor)
vitamin al iyiles!!!

24 Ocak 2007

40 bin kişinin aklı bu oyunda



'Warcraft' sanal âlemde 'toprak'larını genişletince, Türkiye'de vize kuyruğu oluştu.
'Warcraft' oyunu için sabaha kadar kuyrukta bekleyenler, Türkiye'de nüfusu 40 bine ulaşan sanal bir 'âlem'in vatandaşları. Bu oyunun kardeşi 'Starcraft' Güney Kore'de milli spor olmuş. Üniversitede ders diye okutuluyor, onunla ilgili dört TV kanalı var, biri devlet kanalı
Dünyanın en büyük bilgisayar üreticisi IBM, 250 bin çalışanıyla geçen ay olmayan bir adada şirket toplantısı yaptı. Toplantı IBM'in 'Second Life' (İkinci Hayat) adlı oyun içinde satın aldığı adada gerçekleştirildi.
"Second Life (İkinci Hayat), internet üzerinden oynanan bir oyun. Oyunda cinsellikten ticarete gerçek yaşamdaki her şeyin aynısını yapabiliyorsunuz. Oyuna girebilmek için her ay 10 dolar ödemeniz gerek. Oyun içinde IBM gibi büyük firmaların da temsilcilikleri var. Suzan Vega konser verdi, oyunun içinde konser bileti satan karaborsacılar türedi. Oyunun yapımcıları bu sıralar gecesi 4.5 YTL karşılığı sanal seks yapan fahişelerle uğraşıyor." Radikal'in internet editörü Serdar Kuzuloğlu sanal oyun dünyasını böyle anlatıyor.
"Oğlum kalk o bilgisayarın başından, gözün bozulacak" diyen nesil için şoke edici bir durum. Onların gözünde önceki gece sabaha kadar Etiler D&R'nin önünde kuyrukta bekleyip 'World of Warcraft' (Savaş Sanatları Dünyası) oyununun yeni eklentisini almaya çalışanlar bir avuç çılgın, özenti genç.
Oysa bu dünyanın en çok satılan oyununun ABD'de 2, Çin'de 3.5, Avrupa'da 1.5 milyon kullanıcısı var. Oyuncu sayısının dünyada 8 milyon, Türkiye'de 40 bin olduğu hesaplanıyor. 40 bin oyuncu içinde, 30'lu yaşlarda, bir işi, otomobili, evi olanlar var.
Kurgu editörü Korhan Koryürek, önce ödeyeceği 75 YTL'lik fiyata sitem ederek kuyruktan 'bildiriyor': "Oyunun gece yarısından önce satılması yasaktı, saat 20.00'den itibaren dükkânın önünde kuyruk oluşmaya başlamış. Ben saat 23.00 gibi sıraya girdim, 02.30 gibi bana sıra geldi. Aldığım 256'ncı paketti. Tabii üç saat soğukta beklemek biraz zulümdü. Şimdi herkes uyumadan oynuyor. Warcraft sadece bir oyun değil, sosyal bir ortam. Yedi, sekiz yıllık bir kökeni var. Bizim 120 kişilik bir ekibimiz var, yaş ortalamamız 30 küsur."
internet üzerinden oynanan oyuna katılabilmek için bir 'hesap numarası' gerekiyor, bunun da 'korsan'ı olmuyor.
Oyunun yeni bölgeler ve türler içeren 'Burning Crusade' eklentisinin satışına ilk başlanan yerlerden Etiler D&R'de beklenilenin iki katı satış olmuş.

Koreliler uçmuş
Dünyada oyun sektörünün büyüklüğü 30 milyar dolar. Türkiye'deki pazarının büyüklüğü bunun binde 1'i (30 milyon dolar). Avrupa, Kuzey Amerika, Japonya ve Güney Kore dünyanın en büyük oyun pazarları.
Oyunu 2000'lerin satrancı olarak gören halkla ilişkiler uzmanı Burak Demiral koluna, Starcraft dövmesi yaptıracak kadar bağlı bu oyuna. Yurt dışında oyun turnuvalarına katılarak yılda 100 bin dolara yakın para kazanmak mümkün. Yine Bilizzard'ın ürettiği 'Starcraft' Güney Kore'nin milli sporu haline gelmiş. Bazı üniversitelerde seçmeli ders olarak okutuluyor. Güney Kore'de Starcraft'la ilgili dört Tv kanalı var, biri devlet kanalı! Sinemalarda Starcraft maçları gösteriliyor. 50 saat 'bilgisayar oynadığı için' ölen Koreli genç de bir Starcraft 'şehidi'.

Bir ben var benden içeri
Türk gençliğini ayazlarda bekleten 'World of Warcraft' (Savaş Sanatları Dünyası) adlı oyuna, kullanıcı adı ve parolayla giriliyor. Kıtalararası oyuna Türk kullanıcıları oyunun Avrupa sitesinden giriyor. Kullanıcılar elf, insan, ork gibi 'masalsı' karakterlerle, demircilikten savaşçılığa birçok rolü üstleniyor. Oyun dünyası bununla da sınırlı değil. Oyun dünyası sayesinde gezegen kurup galaksileri kolonileştirebilir (Ogame), mafyada 'cep'çilikten 'Don'luğa yükselebilir (Omerta), sokak şarkıcılığından müzik ilahlığına terfi edebilir (Popomundo), amatör kümeden aldığınız bir takımı zirveye taşıyabilirsiniz (Hat trick).

16 Ocak 2007

aldatmak yada karisiklik ustune yazi

karmakarisigim. bir suru kelime biliyormusum meger. surekli aklimin bir yerlerinden firlayip hatirlatiyorlar kendilerini. sanki bir toplu igneye falan bassam icimden bir suru harf dokulecekmis gibi. kendimi mutsuz, sakin, soguk hissediyorum. duraklama donemine yada nadasa girmis olabilir bunyem.
birkez de aldatildigimi ogrendikten sonra boyle hissetmistim. aslinda ikiye ayrilmistim desem daha dogru olur. ben boyle "hissel" olaylari kolay atlatamiyorum. dengem bozuluyor. (aslinda normal olanda bu) etrafimdakilerin ruhu bile duymaz ama bende firtina kopar. icimdeki ses sakin olup bunu olgunlukla karsilamam gerektigini soylerse digeride git sunu guzelce benzet hatta bu is icin adamlar tut kiralik, hem bi action olsun hemde ise biraz profesyonellik kat der. bu ikinci ses "bilir kisi" sanirim.

butun insanlar aldatilir mi? merak ediyorum.
hak etmek icin bisey yapmak gerekir mi, yoksa oylece insan gibi durmak yeterli mi?
ben aldatildim diye onume cikani aldatsam gecer mi?
aldatmak genetik mi?
erkek mi daha cok aldatir kadin mi? bunu olcen bir alet var mi?
"aldatmetre" icat edilsin mi edilmesinde icimiz rahat etsin mi?
vs. bu boyle uzaar gider...

butun bunlari simdi neden yaziyorum bilmiyorum ama karisikligin icinden ancak bu kelimeler bir araya gelip anlam kazandilar.
hayat garip tesaduflerle dolu. buna sevinmeli mi?

8 Ocak 2007

kadin dedigin sey, fena akilli bisey.

ayrintilara dikkat ettigimizi dusunuyorum. dusunsenize sevilen biriyle bulusacak. daha 1 gun oncesinden ne giyicem ben sendromu gecirilir. o kadar kusursuz olmali ki adamin gorunce dibi dusmeli. butun giysiler gozden gecirilir hatta cikip yenileri alinir cunku para harcaninca daha bi siniyo ice.
sira makyaj da...
o da simdiye kadar yapilanin en iyisi olmali. bakinca aman allahim falan dedirtsin.
ve takilar onlarda ilgi cekmeli mutlaka.
bu kadar zahmetin neticesi de iki guzel iltifat saniyorum. yeter mi hatta "kendini bastan yaratmissin" deger mi orasi tartisilir... cunku kadinin kendisiyle de ilgili bu. sadece kendini iyi hissetmek yeter kimi zaman. iltifatlar egonun yaninda duyulmayabilir...

william shakespeare/66. sone

vazgectim bu dunyadan tek olum paklar beni
degmez bu yangin yeri, avuc acmaya degmez.
degil mi ki cignenmis inancin en seckini,
degil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
degil mi ki ayaklar altinda insan onuru,
o kiz oglan kiz erdem daglara kaldirilmis,
ezilmis, horgorulmus el emegi, goz nuru,
ödlekler gecmis basa, derken mertlik bozulmus,
degil mi ki korkudan dili bagli sanatin,
degil mi ki cilginlik sahip cikmis duzene,
dogruya dogru derken egriye cikmis adin
degil mi ki kotuler kadi olmus yemen'e
vazgectim bu dunyadan, dunyamdan gectim ama,
seni yalniz komak var, o koyuyor adama.

4 Ocak 2007

ikibinyedi ertesi

senenin ilk is gunu allahtan haftanin 4. gunune denk geldi de kendimi bir nebze de olsa avutma firsatim oldu zira pazartesi den baslamak istemezdim. saate bakmaktan konsantre olamadim bir turlu. zaman cabucak gecsede evime gitsem diye can atiyorum.
seneye gecen seneden kalma islerimi toparlayarak basladim. hatta masamda gecen seneden kalma tozla basladim desem daha dogru olur. oysa ki "yepisyeni" bir seneye gıcır-gıcır duygularla girmistik. 'hayatimizin her alaninda kucuk te olsa bir yenilik yapmaliyiz' seklinde ki dusuncelerim yuzunden masamin ustundeki esyalarin yerlerini degistirdim, bekledigim "yeni olma" kavramina uymadi.
neyse bir sure hareketsiz kalip butun bu dusuncelerin degismesini bekleyecegim. herkese kolay gelsin.

2 Ocak 2007

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...