12 Kasım 2011

benim şahane hatalarım

bir çok blogta, bilumum sanal camiada ve kitapçılarda ballandıra ballandıra efsaneştirilen "şahane hatalar" isimli kitabı aldım. genelde hemen okumaya başlarım, başlamazsam dürter beni o. ama bu kitaba bir türlü başlayasım gelmedi. 1 hafta kadar yatağın altında süründü. en son dün gece uyku tutmayınca elimi daldırdım yatak altına, çıkardım şaheseri. okumaya başladım.

oyunlu bi kitap bu. yazar her bölüm sonunda 2 soru soruyor, cevabın buysa bilmem kaçıncı sayfaya, değilse bilmem başka bi sayfaya gidiyorsun. kelebek etkisi gibi. kitap yanlış hatırlamıyorsam 640 sayfa. (benim 571'e gelmem 0,5 saatimi almadı) sanırım benim seçimlerim en kötü olanlardı, zira yazar beni başından def etmek için bi anda sonuna getirdi.

ilk önce ailemin parasıyla dünya turunu değil erkek arkadaşımla üniversiteye gitmeyi seçtim. bu arada bu çocuğa bekaretimi sokakta bi çam ağacının dibinde vermiştim. üniversitede bölüm olarak sanatı seçtim. sonra erkek arkadaşımı istemesemde bi sanat öğrencisiyle aldattım, yatakta basıldım, terkedildim. sonra yanlış bir karma sergi deneyimim oldu. rezil oldum, bunun sonucunu kendime yediremedim, gizli bir örgüt kurup sokak afişlerini kendime, keyfime göre sabote ettim. çok ses getirdi, medya bizden bahsetti, herkes ilgilendi. sonra ilgileri azaldı bende ilgilerini tekrar toplamak için (manyağın tekiyim çünkü) tv'de yayımlanacak bi futbol maçında sahada çıplak üryan yerlerimde etlerle koşacaktım, tamamen benim fikrim bu!!! ama bi anda vazgeçtim arkadaşlarımı sattım. bana küsmediler ama gizli sığınağımızda bırakıp eylem yapmaya gittiler. o sırada ben tecavüze uğradım. ya polise gidecektim yada unutacaktım. ben polise gittim. sonra bunalıma girdim. terapi aldım, boksa başladım, güçlendim, silah aldım, tecavüzü unutmaya çalıştım. sonra bir gün tecavüzcümle karşılaştım. ya vuracaktım ya polise gidip tekrar rezil olacaktım. rezil olmayı seçtim. korktuğum gibi olmadı adam sapığın teki olduğundan tutuklandı. bu arada ben normal hayatıma adapte olmaya çalısıyorum, bi ayakkabıcıda işe başladım. patronum aksi, huysuz bi ihtiyar, dırdırından bıkmıs durumdayım. yazar bölümün sonun ya onu öldürecesin yada kendini derse ihtiyarı vuracağım.

ve...
dayanamıyorum kitabı kapatıyorum. saçmalıklarda dolu şeyler yaptığım için içimde suçluluk, pişmanlık gibi saçma hisler var. simdi yazar istediğini elde ettimi bana bunları hissettirek merak ediyorum. bana kalırsa hemen türk versiyonu gelmeli bu kitabın zira bazı yerleri bize pek uymuyor. insan seçim yaparken pek kararlı olamıyor, iki cevapta saçma gelmesine rağmen zorunda olduğun için seçiyorsun. mesela ben sergiye katılmak istedim ama sevişme görüntülerimin aynı sergide yayımlanmasını istemedim.
neyse sonunu bu gece bitirmiş olurum sanırım.




Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...