23 Temmuz 2009

elmanın ze hali

bu gune geri donmek istiyorum.

sevim hanım

dun gece sevimle goz goze diye bir program izliyorum konuklari ask uzerine konusacaklar... klasik soru cevap yontemiyle konuklari konusturuyor sevim hanim. aldigi cevaplar hep olumlu ve birbirini destekler nitelikte program bilindik seylerin tekrarlanmasiyla ve arada konuk sanatci berksanin sarkilariyla surup gidiyor...
dusundum aslinda o programa BEN lazimdim dun gece. askin acisini bildiklerini sanmiyorum yada oyleyse unutmus olmalilar. belkide aci hissettiginde fark ediyor insan asik oldugunu.
bu yaziya sonra devam edecegim

20 Temmuz 2009

muyuz

gunler geciyor ama hic bisey degismiyor. demek ki ben hala ayni siddette uzgunum. daha farkli seyler yazmaliyim aslinda. daha sert seyler. sinirlenmeliyim. bagira cagira, kopukler saca saca! niye yapmiyorum? salon kadini cizgimi gecemiyorum. oysa hak etmemistim. butun kufurlerimin hakkini saklayip haykirmam lazim.
boyle ayrilinca ne oluyor insanlara? ogreniyor muyuz? yoksa buyuyor muyuz? akillaniyor muyuz peki? sadece MUYUZ bence!

19 Temmuz 2009

:(

yine sabah 8de basladim gune. yine o bogazimda tuhaf agirlikla.
sanki bir yakinimi kaybettim. arkadaslar arayip acimi paylastiklarini soyluyorlar. ne tuhaf. herkes bunu bekliyor ve paylasmakta yarisiyorlar.
mumkunse alin, hepsi sizin olsun!!!

18 Temmuz 2009

bugun

-ruh halim, bir nuh hali... gemi kalktı kalkacak, ruh ikizimi arıyorum.. simdi'yim, burdayım.. ama ikisi bir arada olmuyor.. simdi var, burda yok.. burda var, simdi yok!

-ben isteyince olmuyor, biz lazim!

-zaman hissimi yitirdim... sürekli bir geniş zaman'da, gevis getirir gibiyim!

- iyi bir sopa, iyi gelirmi acaba?

-bir ben miyim yalnızlar rıhtımında.. yalnız ruhların beklestigi yer, ruhtım! herkes kendini bekliyor, kimse kendine gelmiyor, bu arada saat kac?

-sayı olarak mi, kivam olarak mi? karanlıksa gecedir, aydınlıksa gunduz.. bu mudur zaman?

-misafirlikte gibiyim, yerimi yadırgiyorum, turist gibiyim yurdumu ariyorum. mefta gibiyim vucudumu yadirgiyorum. yadırgıyorum o halde yolu yadırgıdan gecen herkesle bir gun bir yerde yadırgayabiliriz.

(penguen_metüst)

17 Temmuz 2009

bu mudur? budur.

sanirim benimde hayattaki sinavim bu olacak. daha da beter bi sekilde uzgunum. kotu olan uzuntumu bile yasayamiyorum. cunku işe gelmek zorundayim ama ben boguluyorum. bazilari anlatirken ruh halini omrumden omur gitti derler. benim omrumden omur gitmesinden ogrendigim budur.

16 Temmuz 2009

dusun..dusun..dusun

hakliymisim vazgecilmisim. icim sizliyor. uzgunum.
panik icindeyim, butun bu aliskanliklardan vazgecip bir anda yeni bir yasam kurmak istemiyorum. nasil yapacagimi da bilmiyorum. beynim dusunmekten patlamak uzere sanki.
yok ben bunla basa cikamayacagim.

12 Temmuz 2009

tekedilmek hakkinda yazi

bi insanin digerinden vazgectigini anlatmasinin 100 tane yolu var. kimi bir anda gorusmeyi birakir, aramaz sormaz. kimi, telefonlarina cikmaz. (en adice yontem budur) kimisi vaatler verir, bahaneler uydurur gorusmelere gelemez. (bunun taktigide karsidakini canindan bezdirmek, hatta kan kusturup sinir hastasi etmektir.) benimki bunlarin hic biri. ben dosdogru yuzune "gorusmeyelim" derim. bence en haysiyetli yontemde budur. yasanan onca guzel aniya ragmen yukarda siraladiklarimin hepsi terkedilen icin cok kotu anilar birakacaktir. son gorusme cok onemlidir. butun guzellikleri yada kotu anilari hatirlatacak odur.
ama genelde layık goruldugum yontem, yavas yavas terkedilme. yani bahaneler uydurulup biktirma yontemi.
ve bu yuzden anilarim genelde kotu sonla biter.
ve ben içten içe butur insanlarin ayak parmaklarinin cekicle kirilarak aci cektirilmesini isterim. hisler kanunu ciksa bunun cezasi ancak bu olur.

6 Temmuz 2009

taksim, badigart ve dahası

dun gece 18. yasimiza geri donduk. saat 02.00 sularinda gelen "taksimde biseyler icelim mi" cagrisina evet dedim! uykumdan feragat edip yatagimdan kalkip dolabin karsisina gecip giyindim, makyajimi yaptim. vazgecmeden bu kadar bile ilerlemem delilik benim icin. zira taksimdeki insanlar eminim ki biz orda oldugumuzda artik donuse geciyor olacaklar.

berkecim-canimin ici, beni kapimin onunden aldi. eksozu (bu kelimeyi dogru yazip yazmadigimdan emin degilim.) patlamis olan arabada seyre basladik.
anadolu yakasindayiz ve bi sekilde karsiya gececegiz. cunku yanip tutusuyoruz bunu yapmak icin.

tam kopru girisinde sirtimda tuhaf bir titresim hissetmeye basladim. berkeye baktim oda aynisini hissediyor. birden eksoz aklimiza gelip arabayi saga cektik. indik, yere yatarcasina egilip baktik, eksoz tam ortadan ayrilmis ve bi kismi yere surtuyor! (FACİA! )

gayet sogukkanli bir tavirla ve damarlarimizda akan mak gayvır edasiyla arabadan halati alip eksozu yukarida tutacak sekilde bagladik. arada birbirimizi kutlar gibi bakismayi ihmal etmedik. arabadan gelen tuhaf ve yuksek sesli homurtulara ragmen karsiya gectik. besiktasta bir ara sokaga parkedip taksiye atladik. ve nihayet. taksimdeydik. saat: 04.00.

cabamizdan dolayi taksimin o sarhos kalabaligi daha bi zevk verdi bana. herkesin eve gitmek icin dondugu yone dogru umutsuz bakislarla yuruduk. mekanlar nerdeyse kapanmisti. icemesekte bambinin donerinden yiyip gule oynaya sabah olusuna sevindik.

simdi 28 yasimdayim ve bunlar eskide kaldi saniyordum. artik eskisi gibi uykumdan feragat edip coşasım yok. belkide buna inat gittim. bilemiyorum.

(fenerbahceye gecmek icin bindigimiz dolmusta 3 badigart kendi aralarinda konusuyorlar. en soldaki ayni zamanda en iricesi diyorki; simdi gitmek yok. once gidip kahvalti edelim, cay iciricem size. en sagdaki ufak ama kaslı enseli: yok abi ben cok yorgunum diyor. soldaki; ne diyosun olum yamuk yapma diyor ve ortadakine ellerini acarak; bunda na boyle meme var diyor. kaslı ense: memesi buyuk olan yorulmuyormu abi ben inicem diyip noktayi koyuyor. bizse arkada agzimizdan kopukler cikarcasina guluyoruz.)
foto selzema.net

5 Temmuz 2009

yorum

gec izledim, helal olsun! cisimi tutturan film unvaniyla taclandirdigim slumdog millionaire gercekten izlenesi bir filmmis:(
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...