11 Mayıs 2008

hayis dedi ki...


dün eve geç saatte girdim, telefonumun SESİ AÇIK MI DEĞİL Mİ bakmadan öylece bir yere fırlatıp güncel gerintilerimden sıyrılmak babında sessizce bütün odaları tek tek dolaştıkdan sonra mutfağa gidip, midemden gelen kazıntı seslerini susturmak mutfakla savaştım savaşın sonunda kazandığım ganimetlerim kazıntı sesini çıkartmakdan kurtulmuş olduki savaş sonu temizliğini yine bir sonraki savaşa bırakarak evin bütün ışık kaynaklarını kapattım sadece karanlık ve hoparlörlerde pink floyd... en yakın yere oturup gözlerim açıkken karanlığın içinde uyku kendi gelsin girsin içime diye bekledim bütün gece... sabah uyanıp uyanma ertesi devinimlerimi yapıp dışarı çıkmaya hazırlanmak ne garip bir haldirki ben bunları yaparken telefonun çaldığını fark ettim. geceden gelen içhuzurumu kaybetmeden ve beni neyin aradığına bakmadan telefonun iki insanın sesli iletişim kurmasını sağlayan o sihirli tuşa hafifçe basmakla başladı bütün gece görmem gereken içimi doldurması gereken ve sonuna kadar uzak kalmak istediğim kabus.kabusun kim olduğu ne olduğunu ne dediğinin hiçbir öneminin olmadığını; bütün gece, insanların her an her saniye iletişim kurmasına olanak sağlayan icadın o muhteşem tuşuna basmadığım sorusuydu. siyah mat bir perde (sakinliktir içimdeki bütün siyah perdeler sessizliğime dolanmış huzursuzluğuma engel olan)bütün etrafımı kaplamış iletişim aygıtmıda dışarda bırakmış olacak ki yine ve yeniden perdeyi aralayan kolumu ve kolumun devamındaki elimin içindeki o bağırtıyı parmaklarımın arasından flu bir şekilde kaydığını gördükden sonra tekrar evimde kalmam gerektiğini fark ettim ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve .

2 yorum:

elma+Z dedi ki...

boyle guzel bir yorumu yeni bir post acarak taclandirmak istedim tabii izin alarak;)

Yes Master Jedi dedi ki...

vaov

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...